Adı bilinmeyen bir ülkenin adı bilinmeyen
bir kentinde, arabasının direksiyonunda trafik ışığının yeşile dönmesini
bekleyen bir adam ansızın kör olur. Ancak karanlıklara değil, bembeyaz
bir boşluğa gömülür. Arkasından, körlük salgını bütün kente, hatta bütün
ülkeye yayılır. Ne yönetim kalır ülkede, ne de düzen; bütün körler
karantinaya alınır. Hayal bile edilemeyecek bir kaos, pislik, açlık ve
zorbalık hüküm sürmektedir artık. Yaşam durmuştur, insanların tek
çabası, ne pahasına olursa olsun hayatta kalmaktır. Roman, kentteki akıl
hastanesinde karantinaya alınan, oradan kurtulunca da birbirinden
ayrılmayan, biri çocuk yedi kişiye odaklanır. Aralarında, bütün kentte
gözleri gören tek kişi olan ve gruptakilere rehberlik eden bir kadın da
vardır. Bu yedi kişi, cehenneme dönen bu kentte, hayatta kalabilmek için
inanılmaz bir mücadele verir. Saramago’nun müthiş bir gözlem gücüyle
betimlediği bu kaotik dünya, insanın karanlık yüzünün simgesi.
Körlük,
ürkütücü bir roman, beklenmedik bir felaketi yaşayan bir toplumun nasıl
çöktüğünün, nasıl bencilleştiğinin ve değer yargılarını yitirdiğinin
hikâyesi. Konusunun ürkütücülüğüne rağmen olağanüstü bir şiirsellikle
anlatılmış bu unutulmaz roman, usta yazarın belki de en etkileyici
yapıtı.
* Please Don't Spam Here. All the Comments are Reviewed by Admin.